az önce tam bir gözyaşı koleksiyoncusu olduğumu farkettim.
atmıyorum, saklıyorum! her seferinde bir yutkunmayla geçiştirip bir sonraki üzülmelerime saklıyorum onları,kıyamayıp.
iyi de benim o kadar büyük bir kavanozum yok ki bunları saklayacak? hem ya yine elimden düşürürsem kavanozu.korkuyorumki ben. kırıldı bi kaç kere, sendeledim düştük ikimizde. tuzla buz..
belki de.. kavanozları atıp kendime bir akvaryum almalıyım içinde 2 tane turuncu balığı olan. akvaryumdaki balıklar beklemenin temsilcileridir bana hep. aynı yerde ordan oraya gidip dururlarken, voltalar atarlarken hep çok önemli birşeyi bekliyolar diye düşündürür. sürekli camın kenarına gelip gelmiş mi diye bakarlar.sonra da bir volta daha atmaya giderler gelmediyse.biraz da şapşallar. ben seni bekliyodum bile demezler. çünkü unuturlar ne kadar çok istediklerini o zaman gelene kadar.yada o kadar akıllılar ki; bizi herşeyi hemen unuttuklarına, hayatta olup biteni, geleni-gideni aslında hiç de okadar çok önemsemediklerine inandırmışlar.oysa tek yaptıkları sabah akşam beklenen şeye volta atmakken..:)
akvaryumdaki balık olmak istemiyorum.
artık. hiçbirşey. hiçkimse. hiçbian için.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder