28 Mart 2010 Pazar

Eğer çok sevdiğiniz ve bayıldığınız bir şarkıdan baymak,dinleyemez olmak istiyorsanız onu ya telefonunuza melodi yapın yada blöğünüze ekleyin. Tecrübeyle sabittir, bunu defalarca yaşayıp iflah olmayanlardanım,artık en sevmediğim şarkıları yapıcam, kaç yiğidi harcadım bu uğurda yazıktır.

Sevdiğim herşeyin süresi var olm işte, hiçbirşey kalıcı değil. Ne boktan hayat lan bu. Sevmicem hiçbişeyi. Sıkılınca çok üzülüyorum sonra.






ve şuan okadar okadar okadaaar büyük bi huzursuzluk var ki içimde okadar olur yani! kedi olup pencereden atlayıp kaçasım var. pati gibi bahçeye de saklanmicam. hiç bulamicaksınız. kaçıp gitsem çıkıp ararmısınız olm beni de sokakta, herkes doğruyu söylemesin ararız tabi desin hatta elimizle koymuş gibi buluruz desin şuan şefkate ihtiyacım var =/
ÇÜNKÜ BEN BAZEN DELİRİYORUM!

25 Mart 2010 Perşembe

birileri.

Hayatın akışkangillerden olduğunu hep unuttum ben şimdiye kadar. akışına bırakamadım. adım gbi bilsem bile hiçbir şeyi yerinden bir milimetre bile oynatamayacağımı,yine de debelendim, hatta öyle ki bazen debelendikçe iyice battım herşeyi iyice bok ettim. susup otursam kendiliğinden düzelicek şeyler oldu, ama ben sussam oturamadım otursam susamadım.

ama şimdi öyle değil. artık öyle değil diyemiyorum çünkü yarın öbür gün uyandığımda kafamda yanan ampüller ne renk olur kestiremiyorum. hiçbir zaman da kestiremedim bunu. sağımdan kalkarsam şöyle solumdan kalkarsam da böyle değil. bu ne yapacağı ne hissedeceği belli olmazlığın sağı solu hiç yok. sağı gösterirken solu bile vurabilir.

akışkanlar diyordum.hayatı akışına bırakmanın cesaretsizlere güçsüzlere has bişey olduğunu düşünüyordum sanırım içten içe. yanılmışım dostlarım, bu her zaman geçerli değilmiş, bazen de tartıp biçmek hesapçı kitapçı olmak lazımmış, mühendisliğin bana kazandırdığı tek ve en yegane şey budur! =p
neden bu hale geldi, ama keşke böyle olmasa dediğim durumlara; kafamdan öyle olmayan tam istediğim gibi olan yeni hikayeler yazıp yazıp bunları gerçek yapabilmek için kendimi paralamıyorum, öyle oldu değişti demek ki bir nedeni vardı bile diyorum suçu hemen begüme atmıyorum yada suçu kendine at-çı beybilerle vakit öldürmüyorum.

allaha emanet bir hayattan çok, artık biraz daha garanti ister bir merve oluyorum. garanticiyim, korkmuyorum! :)

bu geceye bu şarkıyı zımbalamak ve şarkının içinde uyumak istiyorum, o yüzden de pek hazetmediğim birşey yapıp şarkı sözlerini buraya kopiliyeceğimdir lise yıllarıma geri dönercesine:D



aslında bir konu var..
neden konuşamayız?
neden hep suskunsun?
ben güzelim kadınlar berbat!
neden buna gülmezsin?
neden hep mutsuzsun?
sorular sorunca dersin ki,
neden çocuksun neden büyümezsin?
elimde cevabım yok!
olsa neye fayda, yüzün bana dönmez ki..

ağzımda hep tadı var,
üzüm gibi paslı bitince gitmez!
hem yarası hem dikeni var!
batırır beni de yaralar,
acıtır sabahlarımı..

birileri var birileri var
birileri yine sarhoş!
birileri yaz birileri kış
birileri önce!
birileri bize apaçık, birileri pişman!
birileri bize çok acı!
birileri çok acı!
birileri bize çok acı getirdiler!
birileri farkında birileri farketmedi!
birileri sağ birileri sol birileri farketmedi!
o da bunu görmedi!
bu da sana hiç yetmedi...

üçgen gezegenleri meşhur cinayetleri
yine onu vurdular yine ona bam!
yine geri sar, yine sarhoş
yine benden uzak kalmış!
beni terketmedi, beni bırakıp gitmedi!

bir yanı tura bir yanı yazı,
bir yanı da bana kalmış!
yine ona ne güzel seslendiler...
yine gözü apaçık, gözleri apaçık!
birileri bize çok acı çektirdiler!



boşlukta kendimize yer edinemediğimizde geliyor o birileri.tutuyorlar her yanımızdan çekiştiriyorlar, dağıtıyorlar bizi.lime lime de ettikleri oluyor içimizi dışımızı. sonra da havalanıp uçuyorlar yok oluyorlar. oyüzden boşluklardan boşluk beğendim bende kendime, en beğendiğim boşluğa da serilip serpilip oturdum.sevdiklerimi de aldırıcam tez vakitte yanıma. yavaş yavaş sağa kayarak yer açıyorum yanımda. sabredebilcekseniz umarım! :)

yavaş yavaş da yatıyorum. yavaaaşça bunları yazııp sütümü seyrek yudumlarla içereek, ağır ağır odama doğru ilerleeyip pijamalaarımı giiiy.....zzzZZZZZzZzzz


8 Mart 2010 Pazartesi

bazı yalanlar. bazı gerçekler.bütün hayatlar.

az önce tam bir gözyaşı koleksiyoncusu olduğumu farkettim.
atmıyorum, saklıyorum! her seferinde bir yutkunmayla geçiştirip bir sonraki üzülmelerime saklıyorum onları,kıyamayıp.
iyi de benim o kadar büyük bir kavanozum yok ki bunları saklayacak? hem ya yine elimden düşürürsem kavanozu.korkuyorumki ben. kırıldı bi kaç kere, sendeledim düştük ikimizde. tuzla buz..

belki de.. kavanozları atıp kendime bir akvaryum almalıyım içinde 2 tane turuncu balığı olan. akvaryumdaki balıklar beklemenin temsilcileridir bana hep. aynı yerde ordan oraya gidip dururlarken, voltalar atarlarken hep çok önemli birşeyi bekliyolar diye düşündürür. sürekli camın kenarına gelip gelmiş mi diye bakarlar.sonra da bir volta daha atmaya giderler gelmediyse.biraz da şapşallar. ben seni bekliyodum bile demezler. çünkü unuturlar ne kadar çok istediklerini o zaman gelene kadar.yada o kadar akıllılar ki; bizi herşeyi hemen unuttuklarına, hayatta olup biteni, geleni-gideni aslında hiç de okadar çok önemsemediklerine inandırmışlar.oysa tek yaptıkları sabah akşam beklenen şeye volta atmakken..:)




akvaryumdaki balık olmak istemiyorum.
artık. hiçbirşey. hiçkimse. hiçbian için.

2 Mart 2010 Salı

unutmadım belki, ama hatırlamayacağım da .