12 Nisan 2009 Pazar

şeffaf mavi.

Bedeninim dışına çıktım,bi süre sadece baktım uzaktan sonra cesaretimi topladım oturdum yanına usulca.konuşmak değildi niyetim.cevap vermiceni,veremiceni,susmak zorunda olduğu için kötü hissedeceğini biliyordum.sustum bende.öylece durdum. zaman yoktu. geç kalmak yoktu. hesaplaşma vardı.koşulsuz,kuralsız sadece hesaplaşma..

vedaları hiç sevemedim ben.ama bu kez yapmak zorundaydım.arkasından yaşlı gözlerle gülümseyerek el sallamak değildi niyetim.dönüp bakmayacağını,bakarsa zaten gidemeyeceğini biliyordum.üstüne toprak atıp gidecektim.ne eksik ne fazla.ne mutlu ne mutsuz.hiçbişey olamazdı.his yoktu artık.ölüler hissedemezdi.ağlayamazdı ölüler.

sonra ben bedenimi orda bıraktım,gömdüğüm yerden tekrar çıkamayacağından emin olup.kendime yeni etten duvarlar örmemeye verdiğim sözü sayıkladım yol boyunca eve kadar.neşeyle hoplaya zıplaya söylenen çocuk şarkısı gibi dolandı dilime.okadar çok tekrar ettim ki ismimin önüne geçsin istedim.en önde dursun,artık onu göz ardı edemeyeyim istedm.

sonra banyoya koştum,aynaya baktım kalbim küt kütken. gördüğüm şey tekrar netleşmeye başladı..ben gülümsediğimde görüntümde bana gülümsüyordu yeniden.

sonra bu kez ağlamaya başladım.her yeni doğan gibi ağladım. bağıra bağıra,sesimi ilk kez duyar gibi ağladım.

sonra herşey ilk kez gibi başladı.ben güçlüydüm,ben huzurluydum ilk kez gibi.büyümek istemez gibi, aslında hiç büyümemiş gibi..
hiç aslında sevmemiş gibi. seni bilmemiş,görmemiş gibi.ama aslında çok eskiden de tanırmış gibi.
böyle başladım ben.silip tekrar yazmadım.izlerin üstünden gitmedim.en baştan başladım.
üşenmedim,tüm sayfaları temize çektim...

Hiç yorum yok: